Perşembe, Mayıs 21, 2015

İclal Aydın'dan Bir Cihan Kafes...

İclal Aydın'ı çok sevdiğimi, kendisiyle tanışma, sohbet etme hatta yakın bir arkadaşımın sürpriziyle telefonla konuşma şansına sahip olduğumu söyleyerek başlamak istiyorum söze!
Hatta İnstagram'dan birbirimizi takip ettiğimizi ve arada benim fotoğraflarımı beğendiğini de bilmenizi isterim :D
İlk romanı Bir Cihan Kafes'i çıkar çıkmaz satın almıştım ama elimde çok fazla kitap olduğu için geç de olsa sonunda okuma fırsatım oldu.
İyi ki de oldu...



Samire, Yaşar ve Lorin'in dokunaklı hikayesi anlatılıyor romanda...
Hep çocuk kalan Samire, hayatla bir türlü yıldızı barışamayan Yaşar, anne sevgisine hasret büyüyen bir yanı hep eksik Lorin...
Birbirlerine çok uzak aslında çok yakın üç kadının farklı zamanlarda geçen hikayesi...



Kitap öyle bir anda bitti ki bence Lorin yeni bir hikayeyi hak ediyor.
Devamı gelir ve karakterlerin daha derinlerine ineriz bu sayede...

Arka kapak;

Zorba, itaatkârın üzüntüsüyle beslenir...
"Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize. Sen en çok beni severdin ya.
En çok beni köle yapmışsın kendine." Samire, Yaşar, Lorin.
Birbirlerinin gölgesinde saklanan, birbirlerinin masalını yazan üç küskün kadın.
Yaraları doğuştan, lanetleri miras...
Yalnızlığın kuyusunun başından ayrılmadan, kederlerinin yankısını dinlediler.
Her masalın sonu gece değildi elbet.
Üç, ikiden ve dahi birden iyiydi.

Ve her yanlışın doğrusu kendi içinde gizliydi.

Kanadı kırık üç kadın, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını, içinde çırpınıp durdukları, kapısı açık olsa da çıkıp gidemedikleri gölge kafeslerinde bekledi. İhtiyaç duydukları inanç, temize çekecekleri geçmişte saklıydı.

2 yorum:

Yorumlarınız için TEŞEKKÜRLER...